30 Mart 2019 Cumartesi

Topraktan, Sudan ve Havadan Kalan


Selim uzakta da olsa yakından izlemeye çalıştığı ilk seçimi düşündü. Selman onun mitinglere gelmesini istemiyordu. Selim abisine kızıyordu. "Ben artık büyüdüm abi, her yere gelebilirim, küçük değilim" diyordu. Selman ikna etmeye çalışarak, gerekirse kandırarak, hiçbiri olmazsa annesine ve babasına "Küçük oğlunuza sahip çıkın" diyerek onu engelliyordu. 1 Mayıs'a götürmemişti. Babası buna karşın Selman'a çok kızmıştı. "Bu çocuğu da sığ fikirlerinle zehirliyorsun, ona bir şey olursa seni asla affetmem" demişti. Annesi ağlamıştı. "Niye böyle yapıyorsunuz, herkes gibi biz de güzel bir kahvaltı yapamayacak, gülerek sohbet edeceğimiz bir akşam yemeğinde bir araya gelemeyecek miyiz?" demişti. Bu düşünce Selim'in çok hoşuna gitmişti ama koşullar hep kötüleşmişti. Selman evden her geçen gün biraz daha uzaklaşmıştı.

Selman için çok korktuğu 1 Mayıs'tan sonra Selim abisini çok fazla görmemişti. Peşine takılmasın diye galiba Selim'den özellikle biraz uzak duruyordu. Ona evden yapabileceği bir görev vermiş, seçimleri izlemesini istemişti. "Küçük delikanlım" demişti. "Bir şeyler değişiyor ve değişecek. 1 Mayıs'ta ve sonrasında ağır bir saldırı oldu ama biz toprakta karınca kadar çokuz.  Henüz nerede olması gerektiğini bilmeyenler de öğrenecek. Gelecek böyle korkuyla dolu olmayacak. Seçimler insanların ışıklarını görmesini ve göstermesini sağlayacak."

Selim Işık Abla'yı hatırlayarak gülümsemişti. Onun güzelliğini görüp anlayan bir insanın yanlış karar vermesi çok zordu. Selim'in Selman'ın yanında daha çok olmak istemesinin en önemli nedenlerinden biri de Işık'a daha yakın olmak, onu daha sık görebilmekti. Henüz yaşamında Melda yoktu. Onun için, yaşamına anlam katan en büyük güzellik Işık'tı.

Ulaşabildiği tüm bilgilerden yararlanarak abisinin istediğini yapmıştı. Tuhaf bir şekilde, belki de en iyi izlediği seçimlerden birisi bu olmuştu. Gazetelerdeki yazıları dikkatle okumuş, radyodaki ve televizyondaki programları dinlemiş, seçimlerin mantığını, partilerin yapısını, liderlerin kişiliklerini ve düşüncelerini anlamaya çalışmıştı. O sıralarda adı pek konmamış olsa da dört eğilimle o dönemlerde tanışmıştı. Selman o dört eğilimin solundaydı. Babası o dörtlünün içindeki soldaydı. Dört eğilim biraz tuhaftı. Ortaya yakın bir soluyla, diğer yanda uzaklaşarak kaçan üç sağı vardı. Selim Selman'la babasının tartışmalarının kesilmesinden, konuşmalarının yumuşamasından, birbirlerinin söylediklerini daha fazla onaylamalarından bu kez farklı düşünmediklerini anlamıştı. Selman babasının partisini destekliyordu. Selim'e de bir ara ayrıca açıklamıştı. "Koşullar kötü" demişti. "İnsanların biraz soluk almaya ihtiyacı var. En azından bu sert baskıların biraz hafiflemesi lazım. İnsanların korunması lazım. Başka katliamlar olmasının önüne geçilmesi lazım. Bu seçimle her şey değişmez ama belki oyunlar kurallarına daha uygun oynanabilir. belki insanlar korunabilir, kahvelerin taranmasının ve gösterilere saldırılmasının önüne geçilebilir." Selim oyunun ne olduğunu henüz bilmiyordu. Abisinin söylediklerini anlamaya çalışıyor, ağzından çıkan her sözü onaylıyordu. Topraktaki karıncaları, sudaki balıkları ve havadaki kuşları henüz yeterince tanımıyordu. Annesinin ve Selman'ın, babasının ve yakın çevrelerindeki birkaç kişinin, kendi öğretmeninin ve arkadaşlarının söylediklerinden yola çıkarak kendisinin, çevresinin, yaşadığı toprakların ve dünyanın öyküsünü yazmaya çalışıyordu.

Selman'ı çok merak ettiği bir mayıs gününde yaşananlar gibi, izlemeye çalışarak kafasında öyküsünü yazdığı o ilk seçim de önemli bir dönüm noktası olmuştu. Selim o günlerdeki umutları ve coşkuyu hep özlemle hatırlamış, insanların o duyguları yeniden bulup yaşayabilmesini istemişti. Zamanla ve değiştikçe, insanların yolculuğunu nehirlerin akışına benzetmişti. Akacak uygun bir yatak buldukça ve çevreden gelen sularla beslendikçe çoğalıyor ve güçleniyor, önleri kesilip geniş alanlara yayıldıklarında ve kaynakları kuruduğundaysa eksilip tükeniyorlardı. Seçimlere yakın bir günde aniden bastıran bir yağmur, sokaklara çıkmış insanların umutlarını ve coşkularını ıslatarak onlara doğanın gücünü ve neşesini getirmişti. Selim yaşamın artık güzelleşeceğine, insanların anlamsız çatışmalar yüzünden ölmeyeceklerine, abisi ve Işık Abla için artık endişelenip korkmayacağına inanmıştı. Okuduklarında ve izlediklerinde insanların birleştiklerinde ve doğru bir yola girdiklerinde kazandıkları gücü görmüş, sonuçların çok iyi olacağını düşünmüştü. Derlediği bilgilerde geneli ve özeli yansıtan önemli ayrıntılar vardı. Bunlardan yararlanarak seçim öncesini, seçimi ve seçim sonrasını anlatan bir yazı yazmıştı. Yazıyı babası da abisi de çok beğenmişti. Ne yazık ki sonraki gelişmeler pek iyi olamamıştı. Büyük sevinçler yaşanmış, mutlu sonlara ulaşılamamıştı. Toplumsal oyunların kuralları eşit haklarla oynanmaları için konmuyor, güçlüler kendileri için olması gerekenleri gerçekleştirmenin yollarını buluyorlardı. Destekledikleri partinin büyük başarısı zafer getirmemiş, onu karanlık güçlerin desteğine muhtaç bırakmıştı.

Selim geçmişi ve yakından izlediği o seçimde ve sonrasında yaşananları, Selman'ı, Işık Abla'yı, babasını, annesini, Melda'yı acıyla hatırladı. Yirmi beş yıl sonra bir başka seçimde bir başka parti, çok daha az bir oy oranıyla tek başına yönetme hakkını eline geçirebilmişti. Dünya değişiyordu ama gücün yaşamla ve insanlıkla savaşındaki belirleyiciliği aynı kalıyordu.

Bir seçim daha yaşanırken Selim, uzakta da olsa yakından izlemeye çalıştığı ilk seçimi düşündü. Bunca yıldır yaşanan onca seçimin hiçbir şeyi değiştirmediğini ama her birinde yeni başlangıçlar yaptığını ve önemli değişimlerin yolunu açtığını bir kez daha anladı. Hiçbir şeyden ve her şeyden kalan ne olabilirdi? Güzel insanları hatırlamaya ve anlamaya çalıştı. İnsanların 21. yüzyılda kendilerini ve birbirlerini tanımayı ve anlamayı, huzura ve mutluluğa kavuşmayı artık öğrenebilmesini ve başarabilmesini; birbirlerini ayakkabılarından tanıdıkları savaşların yokluk günlerinin bir daha asla yaşanmamak üzere geride kalmasını umdu.

Nâzım Hikmet, Kuvâyi Milliye, http://www.physics.metu.edu.tr/~uoyilmaz/TurkSiiri/cagdasturksiiri/nazimhikmet/nazimhikmet-(kuvayimilliye-baslangic-onlar).htm, http://kitap.ykykultur.com.tr/kitaplar/kuvayi-milliye-abidin-dinonun-desenleriyle

Leylâ Erbil, Kalan, https://www.iskultur.com.tr/kalan.aspx


http://seliminoykuleri.blogspot.com/2016/11/selimin-oykuleri.html
http://seliminkucukoykuleri.blogspot.com/
http://seliminkucukoykuleri.blogspot.com/2018/12/selimin-kucucuk-oykuleri.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder