24 Kasım 2017 Cuma

KARANLIK SAATİ



Sabah erkenden uyandı Selim. Bir ışık mı çağırmıştı onu, karanlık mı?

Kaynaklar sürekli tükeniyordu. Hava ve su kirleniyordu, toprak azalıyordu. Yaşam küçülüyordu. Balıklar ve kuşlar, karıncalar, ağaçlar ve çiçekler, otlar ve yosunlar yalnızlaşıyor, siliniyordu. Sabah erkenden uyandı Selim. Bir ışık mı çağırmıştı onu, karanlık mı?

Sabah sabah ışık açmak istemedi. Perdeyi aralayarak saati görmeye çalıştı. Ancak sokak lambasının yardımıyla seçebildi. Galiba yediydi. Pencereden, servis bekleyen çocuklara baktı. Biri çok küçük görünüyordu, annesinin elinden tutmuş, sokulmuş, başını yaslamıştı. Yine büyük bir yalnızlık duydu. "Gece okuluna gider gibi" diye aklından geçti. "Dünyayla ters düşüp ışığı sabah açarak pek büyük bir tasarruf yapıyor olmalıyız. Kimse düşünememiş bu mucizeyi bizden önce."

Yaşamındaki sevinçler, yaşadığı düş kırıklıklarından çok daha azdı Selim'in. Çok umutlu olduğu, geleceğe güvenle baktığı zamanlar olmuştu. Ama ne yaşamı, ne de gördüğü dünya pek iyiye gitmemişti. Epey uzun süre önce, yeniden başlayıp bir yaşam bulmayı umduğu günlerde uzaktan izlediği değişim sesleri ilgisini çekmişti. Aydınlıktan söz ediliyordu, ışıktan söz ediliyordu, değerden söz ediliyordu. Haktan ve adaletten, kalkınmadan, eşitlikten, özgürlükten söz ediliyordu. Sonra güzellikleri getireceklerini söyleyerek gelenler ışıktan vazgeçmiş, ak bir karanlığın içine düşmüşlerdi.

Selim sokak lambasının soluk ışığında çocuklara baktı. Çocukların ve öğretmenlerin aydınlık yüzleri gözlerinin önüne geldi. Onlar dışarıdaki karanlığa meydan okuyorlar, Selim'se içindeki sıkıntıdan bile kurtulamıyordu. Neyse ki çocukların ışığı sönmüyordu ve Selim hiç değilse onları görüp hissedebiliyordu. Önce her şeyi öğreten ilk öğretmeninin yüzü belirdi gözlerinin önünde, sonra sözcüklerin büyüsünü sevdiren ikinci büyük dayanağının.

"Öğretmenler ve çocuklar birbirlerini gördükçe ve duydukça, güzel gelecekler adım adım gelecektir mutlaka" diye geçti aklından.

Gecenin karanlığında okula giden çocukları daha yakından görebilmek, onlara bakarken kendi öğretmenlerini ve geçmişini de hatırlamak için evden çıktı. Bahçe kapısını açtığında sokak lambası birden sönüverince, etraf neredeyse zifiri karanlık oldu.

2 yorum:

  1. Benim oğlumda maalesef sabahın köründe servise binmek zorunda kalıyor. Hikayelerde bile durum aynı demek ki...

    YanıtlaSil
  2. Günler yeniden uzayana dek, yaz saatinin neden olduğu sabah karanlğı özellikle çocuklar için yaşamı epey zorlaştırıyor olmalı. Umarım oğlunuz için aşırı bir zorluk yaratmıyordur bu durum.

    YanıtlaSil