19 Eylül 2018 Çarşamba

Selim'in Mustafa'ları






Selim evde bulduğu bir kâğıt parçasında bir zamanlar "BEŞ MUSTAFA" başlığıyla almış olduğu notları okudu.

"Bunu kesin olarak bilmem çok zor ama tanıdığım ilk Mustafa, sarı saçlı bir çocuk olmalı. İlkokulda öykülerini duymaya, okumaya başladığım, kızkardeşiyle kargaları kovalayan küçük bir çocuk. Adına sonradan Kemal eklenen, kendi öyküsünü yazmakla yetinmeyip tarihte de unutulmaz izler bırakan bir 20. yüzyıl insanı.

İkinci Mustafa, çok sevdiğim iki büyük kadının sevgisiyle gördüğüm Hazreti Muhammed Mustafa olmalı. Yaşamı boyunca bir karınca bile ezmediği söylenen bir büyük insan. Dünyanın inanarak, severek ve yardım ederek anlam kazandığını gören ve gösteren; insanın önüne karanlık geçmişlerden kurtulmanın, ışığın ve anlayışın yollarını açmaya çalışan bir büyük insan.

İz bırakan üçüncü Mustafa'yı bana onu düşünceleriyle etkilemiş olan Şeyh Bedreddin tanıttı. İnsana ve doğaya yakınlığını, güzelliklere inancını, haklıyı korumak için kararlılığını hissettim.

Gençliğini ilerici düşüncelerin yükseldiği ve gençliğin olaylı yıllarla başa çıkmaya çalıştığı dönemlerde yaşamış bir abim olmasa, sözünü edeceğim dördüncü Mustafa'nın adını bile duymamış olabilirdim. Anlamı boşaltılan ve çarpıtılan sözcüklerle küresel bir kutuplaşmanın yaşandığı o dönemde, toplumcu anlamına gelen komünist sözcüğünün niçin böylesine hedefe konduğunu anlamakta güçlük çektim. Karadeniz'de bir teknede öldürüldüğü söylenen o Mustafa yaşasa, Türkiye'nin ve dünyanın nasıl bir geleceği olurdu?

Bu yazıdaki son Mustafa, Türkiye'nin bilgiye giden yollarına katkısı olmuş, romanı da yazılmış bir bilim insanı.

Doğunun ve batının, kuzeyin ve güneyin, geçmişin ve geleceğin kesişme noktasındaki Türkiye; beş Mustafa'yı buluşturup aydınlık bir geleceğe yürüyebilir mi?"

Yine kendini çok kötü hissetti. Selim artık yaşamaya katlanamıyordu. Bir zamanlar Selman'ı ve Işık'ı düşünmek bile ona umut verirdi. Işık'ı abisinin arkadaşı olarak tanımış ve önce hayran, sonra âşık olmuştu. Selman ve Işık'ın yakınlığını anladıkça aşkını içine gömmüştü. Bir gün kendi ışığını bulabilmeyi dilemiş, sonra Melda'yı bulmuş ama kavuşamamıştı. Aşkından geriye tek bir gün kalmıştı. "Selman bu yazdıklarımı okusa ne düşünürdü?" diye mırıldandı. Selim'e Mustafa'ların birini annesiyle anneannesi, birini babası ve ilk öğretmeni tanıtmıştı. Şeyh Bedreddin'i ve diğer iki Mustafa'yı da abisinin kitaplarını karıştırırken tanımıştı Selim.

"Selman'ın yanımızda olduğu yıllarda İnternet olsaydı nasıl bir yaşamımız olurdu, dünya nasıl bir yola girerdi?" diye düşündü Selim, Mustafa İnan'la ilgili bilgileri taramaya çalışırken. Yaşamını insanlara adayan bilim ve sanat insanlarının, gücünü doğayı ve yaşamı korumak için kullanan tüm iyi insanların sayısı yeterince artabilse dünya bu halde olur muydu? Yaşamına parlayıp sönen bir an olarak giren genç Işık onu bu kadar çabuk bırakıp gider miydi? Geleceği aydınlatabilecek herkesi yitirdiğini sanan Selim, böyle koyu bir karanlıkta tutsak kalır mıydı?

"Bir ışık olmalı" diye düşündü Selim. "Mustafa'larda ve Mehmet'lerde, Ali'lerde ve Rıza'larda, Nâzım'larda ve Kemal'lerde, Aziz'lerde ve Oğuz'larda, Halide'lerde Sevgi'lerde Fürüzan'larda Pınar'larda Tezer'lerde Azra'larda Adalet'lerde ve herkeste. Bir ışık olmalı."

Perdeler kapalı, evin içi Selim'in düşünceleri kadar karanlıktı.

"Bir ışık olmalı" diye mırıldandı Selim. Güzel yüzler görebilmeyi umarak yine sokaklara çıktı.


Prof. Mustafa Inan'in hikayesi - Sunay Akin'in agzindan
Ufuk Özlü, 28 Ocak 2012, Prof. Mustafa Inan'in hikayesi - Sunay Akin'in agzindan.


Bütün Ömrünü Ülkesine Adayan Bir Bilim İnsanı: Mustafa İnan
Anıl Göç (Onedio Editörü), 9 Ağustos 2016

Türk Edebiyatı'nı etkileyen 40 kadın yazar
http://www.harpersbazaar.com.tr/galeri/lifestyle/turk-edebiyatini-etkileyen-40-kadin-yazar/4


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder